Sonunda ödevimi bitirdim; şimdi yatağa gidebilirim.
- Ich habe meine Hausaufgaben endlich fertig gemacht; jetzt kann ich ins Bett gehen.
Eğer bu program yoksa, şimdi indirebilirsiniz.
- Wenn Sie nicht über dieses Programm verfügen, können Sie es jetzt herunterladen.
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
- Es ist das beste Buch, dass ich bis jetzt gelesen habe.
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Ben şu ana kadar buna alıştım.
- I'm used to it by now.
Tom şu ana kadar otuzun üzerinde olmalı.
- Tom must be over thirty by now.
O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
- Hurry up! You should be ready by now.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Uh, now it's really weird...
- Oh, jetzt ist es wirklich verwirrend...
I can't tell her now. It's not that simple anymore.
- Ich kann es ihr jetzt nicht sagen. Das ist nicht mehr so einfach.