Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Japonca konuşamıyorum.
- I don't speak Japanese.
İyi Japonca konuşurum.
- I speak good Japanese.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
- He is an American, but as he was born and brought up in Japan, he can speak Japanese quite fluently.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.
- The Japanese do not always make a bow as a mark of respect.
Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.
- I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.
Japon halkı duygularını ifade etmek için hediyeleri takas eder.
- Japanese people exchange gifts in order to express their feelings.
Takeshima Günü belirleyerek, daha fazla Japon halkının Takeshima adaları hakkında bilgi öğreneceği umulmaktadır.
- By establishing Takeshima Day, it is hoped that more Japanese people will learn about the Takeshima islands.
Let's go out to eat. I'm in the mood for Japanese.
You will soon get used to Japanese food.
- You'll soon get used to Japanese food.
Is this the first time for you to have Japanese food?
- Is this your first time eating Japanese food?