Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.
- Tom bailed Mary out of jail.
Bir hapishanede asla bulunmadım.
- I have never been inside a jail.
Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.
- Tom doesn't want to spend the rest of his life in jail.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Sami ilçe cezaevinde Leyla'yı ziyaret etti.
- Sami visited Layla at the county jail.
I have to go to jail for 5 days per week.