izin verilebilir

listen to the pronunciation of izin verilebilir
Турецкий язык - Английский Язык
permissible
allowable
permissable
permisible
izin ver
(Bilgisayar) allow

My father won't allow me to keep a dog. - Babam benim köpek bakmama izin vermez.

After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner. - Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.

izin ver
(Bilgisayar) allow cookie
izin ver
(Bilgisayar) permit only
izin ver
let

Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through. - Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.

Mary does not let her sister borrow her clothes. - Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.

izin ver
make allowances for
izin ver
allow to be
izin ver
made allowances for
izin ver
{f} permitted

The teacher permitted the boy to go home. - Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.

He decided that if God didn't exist then everything was permitted. - Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.

izin ver
{f} permitting

I will come, weather permitting. - Hava izin verirse, gelirim.

izin ver
allow to
izin ver
{f} allowed

After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner. - Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.

No ambiguities are allowed in a contract. - Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.

izin ver
{f} consent

His mother will not consent to his going there alone. - Annesi onun oraya yalnız gitmesine izin vermeyecek.

If I'd known that it would come to this, I would have never consented. - İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.

izin ver
{f} permit

My father would not permit me to go on to college. - Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.

The teacher permitted the boy to go home. - Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.

izin ver
let&
izin ver
allowto
izin ver
countenance
izin verilebilir
Избранное