istetme

listen to the pronunciation of istetme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение istetme в Турецкий язык Английский Язык словарь

iste
{f} like

Would you like to dance with me? - Benimle dans etmek ister misin?

Would you like coffee or tea? - Çay veya kahve ister misin?

iste
require

Is there anything else you require? - İstediğin başka bir şey var mı?

Reservations are required. - Rezervasyon isteniyor.

iste
(Bilgisayar) request

Did you request a new desk? - Yeni bir masa istediniz mi?

When I asked him to lend me some money, he turned down my request. - Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.

iste
(Bilgisayar) pull
iste
adjure
iste
{f} willed
iste
{f} required

Reservations are required. - Rezervasyon isteniyor.

I would like to but I have a required course tonight. - İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.

iste
{f} appealing
iste
{f} requested

He requested my assistance. - O benim yardımımı istedi.

Tom requested my assistance. - Tom yardımımı istedi.

iste
{f} craving

I have some cravings. - Benim bazı isteklerim var.

iste
adjure to
iste
covet
iste
crave
iste
want to

Do you want to go to the movies or to the theater? - Sinemaya mı tiyatroya mı gitmek istersin?

Do you want to come with us? - Bizimle gelmek ister misiniz?

iste
call for

Tom heard Mary call for help. - Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.

They would call for help. - Onlar yardım istediler.

iste
{f} willing

If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either. - Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.

An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources. - Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

iste
adjure to be
istetmek
send for
istetmek
send
iste
make a request
iste
want to be
iste
desired

Dan desired to kill Linda. - Dan Linda'yı öldürmek istedi.

Your English composition leaves almost nothing to be desired. - Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.

iste
want#to
iste
adjureto
iste
coveted
iste
wantto
istetmek
to have (a go-between) ask for (a woman) in marriage
istetmek
to have (someone) ask for (something)
Турецкий язык - Турецкий язык
İstetmek işi
iste
(Osmanlı Dönemi) becü
istetmek
İsteme işini yaptırmak
istetmek
İsteme işini yaptırmak: "Sonra telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti."- H. Taner
istetme
Избранное