Tom was lying on the pier getting a suntan.
- Tom iskelede uzanmış güneşleniyordu.
She pushed him off the pier.
- O, onu iskeleden itti.
I always confuse which side is port and which starboard.
- Hangi taraf iskele hangi taraf sancak hep karıştırıyorum.
The building will be made of concrete on a steel framework.
- Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
The whole framework was made of iron.
- Bütün iskelet demirden yapıldı.
This is the tallest scaffolding I've ever seen in my life.
- Bu şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en yüksek iskele.
I saw Tom climbing up the scaffolding.
- Tom'un iskeleye çıktığını gördüm.
Tom was sunbathing on the dock.
- Tom iskelede güneş banyosu yapıyordu.
Tom usually fishes off the dock, but sometimes he fishes from the shore.
- Tom genellikle iskeleden balık tutar ama bazen kıyıdan balık tutar.
The honeycomb structure gives the scaffolding its sturdiness.
- Balpeteği yapısı iskeleye sağlamlığını verir.
This is the tallest scaffolding I've ever seen in my life.
- Bu şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en yüksek iskele.