O, babasına eşit değil.
- He is not equal to his father.
Bir metre tam bir yardaya eşit değildir.
- A meter is not quite equivalent to a yard.
Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
- I ain't worried about what he might say.
Bozuk değilse tamir etme.
- If it ain't broke, don't fix it.
Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- I am nothing but a poor peasant.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.
- To tell the truth, I am not your father.
... And I'm not sure that that answer is not ...
... not just perception on the service which might be reasonably colored ...