O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
- He tucked the napkin under his chin.
Onun çenesine yumruk attım.
- I punched him in the chin.
Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
- If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
- It is difficult to speak Chinese well.