Gömleğin ütülenmesi gerekiyor.
- The shirt needs ironing.
Aynı anda tırnaklarımı kesip ütü yapamam!
- I can't cut my nails and do the ironing at the same time!
Sevgilim, endişe etme. Döndüğünde her şey hazır olacak - Bulaşıklar, ütüleme, her şey... Güzel bir banyo yapmaktan ve kendini kurulamaktan başka bir şey yapmak zorunda kalmayacaksın.
- Dear, don't worry. When you get back everything'll be done—the dishes, the ironing, everything... You won't have to do anything other than take a nice bath and slip yourself under the covers.
Mary ütülemeyi bitirdikten sonra ütüyü kapattı ve fişini çekti sonra soğuması için kendi haline bıraktı.
- When she was finished ironing, Mary switched off the iron and unplugged it, then left it alone for a while to let it cool.
Bu kumaş iyi ütülenir.
- This cloth irons well.
Gömleğin ütülenmesi gerekiyor.
- The shirt needs ironing.
Bunu üzerine takmadan önce bu elbiseyi ütülemek zorundayım.
- I have to iron this dress before putting it on.
Onların işi giysileri ütülemek.
- Their job is to iron clothes.
Altın demirden daha ağırdır.
- Gold's heavier than iron.
Altın, demirden daha fazla çeker.
- Gold weighs more than iron.
Gömleğin ütülenmesi gerekiyor.
- The shirt needs ironing.
Tom elbiselerini ütüledi.
- Tom ironed his clothes.
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Bizim çit demirden yapılmıştır.
- Our fence is made of iron.
Köprü demirden yapılmış.
- This bridge is made of iron.
Tom'un Mary'nin cinayet gecesi için sıkı bir mazereti var.
- Tom has an ironclad alibi for the night of Mary's murder.
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Demir altından daha serttir.
- Iron is harder than gold.
I really should make a start on the ironing soon.
I hate ironing.
I really should put the ironing away.