We must abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
Tom rescinded his offer.
- Tom teklifini iptal etti.
Tom may have to cancel the picnic.
- Tom pikniği iptal etmek zorunda kalabilir.
Tom needs to cancel his flight.
- Tom'un uçuşunu iptal etmesi gerekiyor.
Are you really going to get your license revoked?
- Gerçekten ehliyetini iptal ettirecek misin?
I got my license revoked.
- Lisansımı iptal ettirdim.