İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.
- Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Gökyüzü tehditkar görünüyor.
- The sky looks threatening.
İstasyona varmadan önce, gökyüzü tehditkar olmuştu.
- The sky had become threatening before I got to the station.
Tom'un gözünü korkutmasına izin verme.
- Don't let Tom intimidate you.
Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok.
- It's no use trying to intimidate me.
O, kız arkadaşına tehdit edici bir mektup yazdı.
- He wrote a threatening letter to his girlfriend.
Tom zaten tehdit edici üç telefon mesajı aldı.
- Tom has already gotten three threatening phone messages.
Tom gece tehdit eden ruhlar tarafından çevrildiğini düşündü.
- Tom thought he was surrounded at night by threatening spirits.
Some people find interview situations very intimidating.
He's trying to intimidate you. If you ignore him, hopefully he'll stop.
... was very intimidating, because they would often push products ...