O mezarda kimin gömülü olduğunu merak ediyorum.
- I wonder who's buried in that tomb.
Gömülü hazineyi arıyorduk.
- We were looking for buried treasure.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
Amerikan dergisi Uluslararası Yaşam'a göre, Uruguay dünyada en güvenli yirmi ülke arasında yer almaktadır.
- According to the American journal International Living, Uruguay is ranked among the twenty safest countries in the world.
Perde arası ne zaman?
- When is the intermission?
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Sami arka bahçesinde gömülmüş bir ceset buldu.
- Sami found a body buried in his backyard.
Onların Park caddesindeki bir evin bodrumunda gömülmüş bir iskelet bulduklarını duydum.
- I heard they found a skeleton buried in the basement of a house on Park Street.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried next to her.
O, az önce New Tokyo International Airport'a vardı.
- He has just arrived at New Tokyo International Airport.
Animesiz dünya Internet erişimi olmayan bir çamaşır makinesi gibi olurdu.
- The world without anime would be like a washing machine without Internet-access.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
Buraya altın barlarını kim gömdü.
- Who buried the gold bars here?
Onlar onu mezarına gömdüler.
- They buried him in his grave.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
I Richard's body have interred new, and on it have bestow'd more contrite tears than from it issu'd forced drops of blood.
The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do the right thing.
The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do the right thing.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.