interdependence or reciprocal dependence

listen to the pronunciation of interdependence or reciprocal dependence
Английский Язык - Турецкий язык

Определение interdependence or reciprocal dependence в Английский Язык Турецкий язык словарь

relative
akraba

Tom benim yakın bir akrabam. - Tom is a close relative of mine.

Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor. - All my relatives live in this city.

relative
{i} hısım
relative
{s} göreceli

Bu göreceli ve belirsiz. - This is relative and ambiguous.

Bugün, Güneydoğu'da göreceli bir barış havası vardır. - Today, there is a climate of relative peace in the south-east.

relative
nispi

Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz. - You can use a psychrometer to measure relative humidity.

relative
ilgili/göreli
relative
{i} ilgi zamiri
relative
{i} yakın

Tom ve Mary yakın akrabadırlar. - Tom and Mary are close relatives.

Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir. - The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.

relative
mensup
relative
(sıfat) ilgili, göreceli, izafi, karşılaştırmalı, bağıl, bağıntılı
relative
başkasına nispetle vaki olan
relative
bağlı
relative
ilişkin
relative
relativenessnispet
relative
{s} karşılaştırmalı
relative
{i} ilgi cümleciği
relative
relativelynispeten
relative
{s} fiz., kim., mat. bağıl, nispi, izafi: relative humidity
relative
{s} bağıntılı
relative
(Askeri) GÖREVLİ (NİSPİ)
Английский Язык - Английский Язык
relative
interdependence or reciprocal dependence

    Расстановка переносов

    in·ter·de·pend·ence or re·cip·ro·cal de·pend·ence

    Турецкое произношение

    întırdıpendıns ır rîsîprıkıl dîpendıns

    Произношение

    /ˌəntərdəˈpendəns ər rəˈsəprəkəl dəˈpendəns/ /ˌɪntɜrdəˈpɛndəns ɜr rɪˈsɪprəkəl dɪˈpɛndəns/
Избранное