Tom çok yoğun bir kişi.
- Tom is a very intense person.
Aylardan temmuzdu. Isı yoğundu.
- It was July. The heat was intense.
O gerçekten şiddetliydi.
- That was really intense.
Bu kadar şiddetli ağrıyı nasıl görmezden gelebilirim?
- How can I ignore pain this intense?
Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız.
- We never experience our lives more intensely than in great love and deep sorrow.
O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
- He became forgetful, which annoyed him intensely.
An intensely private man, he kept chit-chat to a minimum.
... they're doing something awesome and intense. But then, you humiliate them and you embarrass ...
... However, when you need an intense one on one engagement ...