intellectual ability; faculty of thinking, reasoning.

listen to the pronunciation of intellectual ability; faculty of thinking, reasoning.
Английский Язык - Турецкий язык

Определение intellectual ability; faculty of thinking, reasoning. в Английский Язык Турецкий язык словарь

wit
{i} nükte

Eski arkadaşının fişini çekerken, herkes ölür dedi genellikle nükteci doktor. - Everybody dies, said the usually witty doctor as he pulled the plug on his old friend.

Tom sık sık nükte yapar. - Tom frequently makes witty remarks.

wit
farkında olmak
wit
nüktecilik
wit
{i} ince espri

O kitabı yazan kişi hem mizah hem de ince espriye sahiptir, değil mi? - The person who wrote that book is possessed of both humour and wit, isn't he?

İnce espri konuşmaya lezzet verir. - Wit gives zest to conversation.

wit
espritüel kimse
wit
nüktedanlık
wit
{f} öğrenmek

Doktor Tom'a acıyla birlikte yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağını söyledi. - The doctor told Tom he'd just have to learn to live with the pain.

Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum. - I want to know who's staying with us.

wit
{f} farkında ol

Herhangi birimiz bunun farkında olmadan yetersiz beslenmeye maruz kalabilir! - Any one of us could suffer from malnutrition without being aware of it!

Tom'un ebeveynleri olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmamasının pek mümkün olmadığını düşünüyorum. - I think it's highly unlikely that Tom was not aware that he wouldn't be allowed to enter the museum without his parents.

wit
{f} yâni

Bu sabah depomu benzinle doldurduğumda, litresi 135 yene mal oldu yani galonu 6.55 dolar. - When I filled my tank with gasoline this morning, it cost ¥135 per liter which is $6.55 per gallon.

Yani benim fikrimin nesi var? - So what's wrong with my idea?

wit
anlayış

İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır. - A good sense of humor will help you deal with hard times.

Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir. - Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.

wit
akıl

O, onunla tartışmayacak kadar akıllıdır. - She knows better than to argue with him.

Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir. - Who lives without folly is not so wise as he thinks.

wit
zekâ

Doğa ona zeka ve güzellik vermiş. - Nature endowed her with wit and beauty.

Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim. - With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.

wit
zekâ kıvraklığı
wit
{i} espritüel kimse, nüktedan kimse
wit
{i} espritüellik, nüktedanlık, nüktecilik
wit
{i} ince zekâ

Ben senin ince zekana sahip değilim. - I don't have your wit.

wit
(isim) zekâ, ince zekâ, akıl, ince espri, nükte, zeki kimse
Английский Язык - Английский Язык
wit

Where she has gone to is beyond the wit of man to say.

intellectual ability; faculty of thinking, reasoning.

    Расстановка переносов

    in·tel·lec·tu·al ability; fac·ul·ty of thinking, rea·son·ing
Избранное