O yüzmek için denize gitti.
- He went to sea to swim.
O, yüzmekten korkuyor.
- He is afraid of swimming.
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
- To swim in the ocean is my greatest pleasure.
O, onun yüzüşünü izledi.
- She watched him swim.
O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.
- She watched the children swimming in the pool.
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to swim.