Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
- I wonder if it will be nice.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
- Layla was a very nice sweet woman.
O, tatlı genç bir adam oldu.
- He became a nice young man.
Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar.
- Our Japanese teacher is very nice to us.
O, kibar genç bir adamla tanıştı.
- He met a nice young man.
Şu odadaki masa çok iyi.
- The table in that room is very nice.
O gerçekten iyi bir kız.
- She's a really nice girl.
Hemşireler çok nazik.
- The nurses are very nice.
Bana böylesine güzel bir hediye gönderdiğiniz için çok naziksiniz.
- It is very kind of you to send me such a nice present.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.
Bunlar iki hoş resimdir.
- These are two nice pictures.