Bu benim ilk seferim değil.
- It's not my first time.
Sadece ilk seferde doğru şeyi yaparak kendini bir sürü sorundan kurtarabilirsin.
- You can save yourself a lot of trouble by just doing it right the first time.
Japonya'ya ilk defa mı geliyorsunuz?
- Is this your first time in Japan?
Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.
- The fearful noise astonished anyone coming for the first time.
İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.
- Two weeks ago, I visited Disneyland for the first time.
Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.
- I saw Yoshida for the first time in five years.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.