Daha ucuz bir odanız var mı?
- Do you have a cheaper room?
Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
- Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.
- I'd like the most inexpensive room you have for four nights.
Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.
- Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture.
Sanırım başka bir mağazada onu daha ucuza bulabilirim.
- I think I can find it cheaper at another store.
Onun mallarının yarısı ucuza satıldı.
- Half her goods were sold cheap.
Pahalı, her zaman pahalı olmayandan daha iyi değildir.
- Expensive is not always better than inexpensive.
Biz pahalı olmayan bir otelde kaldık.
- We stayed at an inexpensive hotel.
Sen böyle bir cimrisin.
- You're such a cheapskate.
Böyle bir cimri olma.
- Don't be such a cheapskate.
O, adi davranış sergiledi.
- He behaved in a cheap manner.