The firm is under investigation.
- Firma inceleme altında.
Test examining is a very restrictive practice.
- Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
Dan performed a microscopic examination of the hair.
- Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
The teacher is busy looking over the examination papers.
- Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
This is my last review.
- Bu benim son incelemem.
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
Sami's car was inspected by investigators.
- Sami'nin arabası dedektifler tarafından incelendi.
Tom inspected the equipment carefully.
- Tom cihazı dikkatlice inceledi.
Test examining is a very restrictive practice.
- Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
Examine the question in its entirety.
- Soruyu bütünü ile inceleyin.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
Please look through these papers at your leisure.
- Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
He built an observatory to study the stars.
- Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
- Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
The downside of fame is scrutiny.
- Şöhretin olumsuz tarafı incelemedir.
The young couple surveyed the room.
- Genç çift odayı incelediler.
We surveyed the view from the top of the hill.
- Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.
Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
- Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
He built an observatory to study the stars.
- Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.