Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- I don't think about you in that way.
Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
- If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
Bu şekilde, çok fazla zamanı boşa harcarız.
- In this way, we waste a lot of time.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.
Bir bakıma, hatalısın.
- In a way, you're wrong.
I really wanted a clear photo of the president, but all the journalists were in the way.
... including, by the way, a proposal we put forward that ...
... And along the way you'd probably figure out how to ...