İleride polis olmak istiyor.
- He wants to be a policeman in the future.
İleride bir TV sunucusu olmak istiyorum.
- I want to become a TV announcer in the future.
Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
- I would like to be a pilot in the future.
Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- No one can tell what'll happen in the future.
Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
- I forwarded the schedule you sent me to Tom.
Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin.
- Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.
Tom ileriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step forward.
Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
O, öne doğru bir adım attı.
- He took a step forward.
Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.
- The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
- This is a big step forward.
Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.
- We cannot tell what may happen in future.
Gelecekte ben tırnak işaretli cümlelerden kaçınmayı tercih ediyorum. Bu cümleler için ve benim için daha iyi olacak.
- In future I'd prefer to avoid sentences with quotation marks. That'll be better for the sentences and for me.
... future so that once we make this reform, we're not back in the same place in just a few years. ...
... long-term future. ...