in the company of; alongside, along side of; close to; near to:

listen to the pronunciation of in the company of; alongside, along side of; close to; near to:
Английский Язык - Турецкий язык

Определение in the company of; alongside, along side of; close to; near to: в Английский Язык Турецкий язык словарь

with
{e} ile

Batman, Robin ile arkadaştır. - Batman is friends with Robin.

Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez. - Wisdom does not automatically come with age.

with
yanında

Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı. - Unfortunately she only had five dollars with her.

Yanında sadece 100 yeni vardı. - He had only one hundred yen with him.

with
yanına

Yanına bir şemsiye almadı. - He didn't take an umbrella with him.

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin. - You can not be rude to everyone and expect to get away with it forever.

with
-in lehinde
with
canlı

Kedi canlı bir fare ile oynuyordu. - The cat was playing with a live mouse.

Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin? - Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?

with
uyanık
with
ile beraber

Tom Mary ile beraber çıkmamı öneren kişiydi. - Tom was the one who suggested that I go out with Mary.

Leyla, Sami ile beraber uyuşturucu kullanıyordu. - Layla was doing drugs with Sami.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

with
nedeniyle

Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı ve okula gidemedi. - Tom came down with a cold and couldn't go to school.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık. - We were faced with an unusual situation because of the accident.

with
geri

O bir saat içinde geri dönecektir. - She will return within an hour.

O bir hafta içinde geri dönecek. - She will be back within a week.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
Английский Язык - Английский Язык
with

He went with his friends.

in the company of; alongside, along side of; close to; near to:

    Расстановка переносов

    in the com·pa·ny of; alongside, a·long side of; close to; near to:
Избранное