Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.
- The nervous girl is in the habit of chewing the end of her pencil.
Gelecek dört yıl içinde, 15 milyar euro biriktirilmeli.
- In the next four years, €15,000,000,000 must be saved.
İleride bir TV sunucusu olmak istiyorum.
- I want to become a TV announcer in the future.
İleride polis olmak istiyor.
- He wants to be a policeman in the future.
Sonuçta, o kadar da kötü değil.
- In the end, it's not that bad.
Sonuçta çalışkan kişi başarır.
- In the end, the diligent person succeeds.
Annem her zaman sabahleyin erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
- Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- In the end she chose another kitten.
Sonunda o, yoluna girecek.
- It'll come right in the end.
Kahvaltı yapmazsanız ve öğle yemeğini hafif tutarsanız, sonra akşamleyin ne isterseniz yiyebilirsiniz.
- If you skip breakfast and keep lunch light, then in the evening you can have whatever you want.
Akşamleyin evde ailemle yemek yedim.
- In the evening, I have dinner at home with my family.
Ben bir saat önce kalktım ve bu arada dişlerimi fırçaladım ve tıraş oldum ve sabah cimnastiğimi yaptım.
- I got up an hour ago and in the meantime I've brushed my teeth, washed and shaved myself and done my morning gymnastics.
Öyleyse, bu arada ne yaparız?
- So, what do we do in the meantime?
Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
- I would like to be a pilot in the future.
Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
- No one can tell what'll happen in the future.
Neticede hepimiz öleceğiz.
- We all die in the end.
Geceleri oğlum için kitap okurum.
- In the evening, I read my son a book.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
- Mother insists that we should be home by seven in the evening.
Gerçek ortada yatıyor.
- The truth lies in the middle.
Kağıdı ortadan katla.
- Fold the paper in the middle.
Sabah duş almaya alışkınım.
- I am in the habit of taking a shower in the morning.
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- It's good for your health to get up early in the morning.
Geçmişte yaşamaya son vermelisin.
- You need to stop living in the past.
Geçmişte her şey daha iyiydi.
- Everything was better in the past.
Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.
- We had to sell the building because for years we operated it in the red.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Bizim aile bütçesi borçludur.
- Our family budget is in the red.
Şiddetli yağmurun ardından büyük bir sel baskını oldu.
- In the wake of the heavy rain, there was a major flood.
He appears in the know about such matters.
The figures are going to be in the red this year.
I really wanted a clear photo of the president, but all the journalists were in the way.