O, burada bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere about here.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Bir yere gideceğimizi düşünmüştüm.
- I thought we were going to go somewhere.
O, burada bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere about here.
Herhangi bir yerde Tom'un adresine sahibim.
- I have Tom's address somewhere.
Bir yere bir sınır koymalıyız.
- We have to draw a line somewhere.
Avrupa'da bir yere gitmek istiyorum.
- I want to go somewhere in Europe.
O, burada bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere about here.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.