Yaşam boyu öğrenmenin gerekli olduğuna inanıyorum.
- I believe that lifelong learning is essential.
Boston'a gitmek Tom'un hayat boyu rüyasıydı.
- Going to Boston was Tom's lifelong dream.
Güvercinler ömür boyu aynı eşle kalırlar.
- Pigeons stay with the same partner for life.
Tom ömür boyu hapse gidiyor.
- Tom is going to prison for life.
Bazı şirketler işçilerine yaşam boyu bir iş garanti ediyor.
- Some companies guarantee their workers a job for life.
Tom ve Mary ömür boyu arkadaş oldu.
- Tom and Mary became lifelong friends.
Kremlin'de çalışmak benim ömür boyu süren düşüm olmuştur.
- Working in the Kremlin has been my lifelong dream.