Bunu son derece tavsiye ederim.
- I would highly recommend it.
Bu misyon oldukça gizli ve son derece tehlikeli.
- This mission is highly secret and extremely dangerous.
Sanırım o büyük ölçüde mümkün değil.
- I think that's highly unlikely.
Onu bir hayli düşündüğünü biliyorum.
- I know you think highly of her.
Ben bir hayli etkilendim.
- I'm highly impressed.
O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.
- She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet.
Onun yeni romanı hayli övüldü.
- Her new novel has been highly praised.
japon telefon sistemi hayli etkindir.
- The Japanese telephone system is highly efficient.
Eroin yüksek derecede bağımlılık yapar.
- Heroin is highly addictive.
Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
- I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.
Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.
- Corn is the most highly subsidized crop in America.