O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
- He radiates happiness around wherever he goes.
Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
- There are roads and freeways wherever you go in America.
Dışarı çık, dışarı çık, neredeysen!
- Come out, come out, wherever you are!
Tom nerede isterse yiyebilir.
- Tom may eat wherever he wants to.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
- I take my camera with me wherever I go.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
- I take my camera with me wherever I go.
Aksiyon nerede olursa olsun gideceğiz.
- We'll go wherever the action is.
Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
- I can take a nap wherever.