in addition to; as an accessory to:

listen to the pronunciation of in addition to; as an accessory to:
Английский Язык - Турецкий язык

Определение in addition to; as an accessory to: в Английский Язык Турецкий язык словарь

with
{e} ile

Batman, Robin ile arkadaştır. - Batman is friends with Robin.

Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez. - Wisdom does not automatically come with age.

with
yanında

Yanında bozuk para var mı? - Do you have small change with you?

Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı. - Unfortunately she only had five dollars with her.

with
yanına

Yanına bir şemsiye almadı. - He didn't take an umbrella with him.

Tom neredeyse yanına bir şemsiye almayı unutuyordu. - Tom almost forgot to take an umbrella with him.

with
-in lehinde
with
canlı

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi. - She smiled at me with friendly brown eyes.

Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin? - Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?

with
uyanık
with
ile beraber

Tom Mary ile beraber çıkmamı öneren kişiydi. - Tom was the one who suggested that I go out with Mary.

Boston'a Mary ile beraber giden kişi Tom'dur. - Tom is the one who went to Boston with Mary.

with
-i olan
with
-e karşın
with
-den yana
with
-e karşı
with
-e rağmen
with
sayesinde

Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin. - With your talent, you should be able to make a lot of money.

Yardımın sayesinde başarabildim. - With your help, I could succeed.

with
nedeniyle

Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım. - I had to have my brother help me with my homework due to illness.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık. - We were faced with an unusual situation because of the accident.

with
geri

Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar. - I think everyone looks back on their childhood with some regret.

O bir saat içinde geri dönecektir. - She will return within an hour.

with
ile beraber/birlikte, ile: She's living with her aunt. Teyzesiyle beraber oturuyor. Will you come with us? Bizimle gelir misin? Wisdom
with
-li
with
(İnşaat) ile, birlikte
with
edat
Английский Язык - Английский Язык
with

She owns a motorcycle with a sidecar.

in addition to; as an accessory to:
Избранное