Tom bir anda fazla yapmadı.
- Tom hasn't done much in a while.
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
Kısa bir süre içinde kimse Tom'u görmedi.
- No one's seen Tom in a while.
... falsify, while if you're a middle-aged admin assistant, you merely get written up by HR ...
... a while for it to turn into what it was going to be. ...