Onlar ağır silahlı mıydı?
- Were they heavily armed?
Tüm bu mallar ağır biçimde vergilendiriliyor.
- All these goods are heavily taxed.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.
- It rained heavily, and consequently the baseball game was called off.
Tom Mary ile tanışmadan önce, çok içerdi.
- Before Tom met Mary, he drank heavily.
Tom aşırı derecede nefes alıyor.
- Tom is breathing heavily.
Şirketimizin geleceği tehlikede. Son birkaç yıldır aşırı derecede borçluyuz.
- The future of our company is at stake. We have been heavily in the red for the last couple of years.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Ne kadar şiddetle kar yağarsa yağsın gitmek zorundayım.
- No matter how heavily it snows, I have to leave.
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
- We were late for school because it rained heavily.