O, gizlice bahçeye girdi.
- He entered the garden secretly.
Sanırım Tom ve Mary gizlice evlendiler.
- I think Tom and Mary are secretly married.
Başka birinin karısına içten içe âşık oldum.
- I'm secretly in love with someone else's wife.
Yıllardır içten içe ona âşığım.
- I've been secretly in love with her for years.
O, gizlice bana onun resmini gösterdi.
- He secretly showed me her picture.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- He secretly showed me her photograph.