Çünkü sen tatlı ve güzel bir kızsın.
- Because you're a sweet and lovely girl.
Biz güzel bir yemek yedik.
- We had a lovely meal.
Bir çocuk ne kadar aptalsa o kadar sevimlidir.
- The stupider the child, the more lovely.
O sevimli genç bir adam.
- He's a lovely young man.
Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
- And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
Hoş bir gece geçirdim.
- I had a lovely night.
Erkekler hoş kadınları sever.
- Men like lovely women.