Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.
- The mother extended her hand to her baby, smiling brightly.
Güneş ışıl ışıl parlıyordu.
- The sun was shining brightly.
Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor.
- The moon is shining brightly tonight.
Güneş parlak bir şekilde parladı.
- The sun shone brightly.
Ateş parlak bir şekilde yandı.
- The fire burned up brightly.
Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
- Tom likes to wear brightly colored orange pants.
Onun odası aydınlıktı.
- His room was brightly lit.