Gazeteye kısaca göz attı. - She glanced briefly at the newspaper.
Gazeteye kısaca göz attı.
She glanced briefly at the newspaper.
Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi. - To put it briefly, she turned down his proposal.
Kısaca söylemek gerekirse, o, onun önerisini geri çevirdi.
To put it briefly, she turned down his proposal.
He covered the subject briefly in his book.