immerzu

listen to the pronunciation of immerzu
Немецкий Язык - Турецкий язык
sürekli olarak, boyunca, mütemadiyen
Английский Язык - Турецкий язык

Определение immerzu в Английский Язык Турецкий язык словарь

always
hep

O hep soluk görünüyor. - She always looks pale.

Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder. - Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.

all the time
hep

Ben bunu hep yaparım. - I do it all the time.

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

always
her zaman

Bill her zaman dürüsttür. - Bill is always honest.

Anne her zaman sabahları erken kalkar. - Mother always gets up early in the morning.

always
daima

Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır. - Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.

Bana daima yardım ettiniz. - You've always helped me.

all the time
her zaman

The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir. - The New York Times reviews her gallery all the time.

O her zaman orada kaldı. - He stayed there all the time.

always
herdem
all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

Sürekli burnumu temizlemek zorundayım. - I have to blow my nose all the time.

Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor. - Tom thinks about Mary all the time.

always
hemişe
always
sonuna dek
always
durmadan
24/7
Yedi gün, yirmidört saat
24/7
24 / 7
always
tekrar tekrar
always
defalarca
always
boyuna
Немецкий Язык - Английский Язык
incessantly
continuously
unceasingly
24/7
ceaselessly
always
perennially
all the time
247
Er sah immerzu in Richtung Eingang.
He kept glancing toward the entrance