What changes the world is communication, not information.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
Let's keep in touch by e-mail.
- E-posta yoluyla iletişimi sürdürelim.
Keep in touch with me.
- Benimle iletişimi koparmayın.
Social relationships influence conversations.
- Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.
The setting influences the conversation.
- Ortam iletişimi etkiler.
He has a perfect command of English.
- Mükemmel bir İngilizce iletişimi var.
He has a good command of English.
- O, iyi derecede İngilizce iletişimine sahiptir.
Tom has good communications skills.
- Tom'un iyi iletişim becerileri var.
I've severed communications.
- Ben iletişimi kestim.