It was a dilemma for me.
- Benim için bir ikilemdi.
I am in a terrible dilemma.
- Çok kötü bir ikilemdeyim.
Mary is in a bit of a quandary over whether to tell Tom or not.
- Mary Tom'a söyleyip söylemeyeceği üzerinde birazcık ikilem içerisindeydi.