Tom violated the restraining order.
- Tom yasaklama emrini ihlal etti.
You are not allowed to violate the rules.
- Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
You've violated our trust.
- Güvenimizi ihlal ettin.
They believed it violated the laws of God.
- Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.