if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you

listen to the pronunciation of if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you
Английский Язык - Турецкий язык

Определение if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you в Английский Язык Турецкий язык словарь

bring
{f} getirmek

Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin. - You do not have to bring your lunch.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

bring
{f} (brought) getirmek
bring
{f} razı etmek
bring
kendine getirmek
bring
beraberinde getirmek
bring
ayıltmak
bring
{f} vermek (ceza)
bring
{f} kazandırmak
bring
icbar etmek
bring
getir

Lütfen bana bugünün gazetesini getir. - Bring me today's paper, please.

Bana dergileri getir. - Bring me the magazines.

bring
{f} ikna etmek
bring
bring round kandırmak
bring
sevketmek
bring
doğurmak
bring
kandırmak
bring
neden olmak
Английский Язык - Английский Язык
bring
if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you

    Расстановка переносов

    if you bring some·one or some·thing sonewhere, you take them there with you

    Произношение

Избранное