John laid claim to the painting.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
Tom claimed that he came from a rich family.
- Tom zengin bir aileden geldiğini iddia etti.
She asserted that she was right.
- O, haklı olduğunu iddia etti.
They asserted that it was true.
- Onlar onun doğru olduğunu iddia ettiler.