I regretted having wasted a great deal of time.
- Çok zamanı israf ettiğime pişmanım.
Let's not waste time.
- Zaman israf etmeyelim.
Tom said he didn't want to waste time arguing.
- Tom tartışarak zaman israf etmek istemediğini söyledi.
I hate to waste my time.
- Zamanımı israf etmekten nefret ederim.
He was accused of squandering public funds.
- Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı.
Don't squander your newly earned money!
- Yeni kazandığın parayı israf etme!
He was accused of squandering public funds.
- Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı.
He was accused of squandering public funds.
- Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı.
She thought that he was wasting electricity.
- O, onun elektriği israf ettiğini düşündü.
Quit wasting my time.
- Zamanımı israf etmeyi bırak.