Определение i̇lerici в Турецкий язык Английский Язык словарь
- ileri
- advanced
She teaches English to advanced students.
- O ileri öğrencilere İngilizce öğretiyor.
We advanced the date of the meeting.
- Buluşma tarihini ileri aldık.
- ileri
- {s} forward
Move forward one step.
- Bir adım ileriye ilerle.
Tom took a step forward.
- Tom ileriye doğru bir adım attı.
- ilerici
- progressive
Hey, remember the progressive one?
- Hey, ilerici olanı hatırlıyor musunuz?
I'm pretty progressive.
- Ben oldukça ilericiydim.
- ilerici
- progressivist
- ilerici
- receptive
- ilerici
- progressivist; progressive
- ilerici
- go ahead!
- ilerici
- (a) progressive, (a) progressivist
- ilerici
- progressive (person, idea, action)
- ileri
- ahead
A gas station is one kilometer ahead.
- Benzin istasyonu bir kilometre ileride.
We're a week ahead of schedule.
- Programın bir hafta ilerisindeyiz.
- ileri
- advanced; beyond the elementary stage; ahead of others
- ileri
- {s} high
- ileri
- sophisticate
- ileri
- future
He wants to be a policeman in the future.
- İleride polis olmak istiyor.
She set it aside for future use.
- O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- ileri
- on
- ileri
- the future part
- ileri
- way out
- ileri
- next
Nobody knows what will happen next.
- İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- ileri
- (Bilgisayar) advance
He is taking an advanced course in Esperanto.
- O ileri düzey bir Esperanto dersi alıyor.
We advanced the date of the meeting.
- Buluşma tarihini ileri aldık.
- ileri
- forward part
- ileri
- pro-
- ileri
- along with
- ileri
- (Bilgisayar) forward to
- ileri
- further
She can swim further than I can.
- O benden daha ileriye yüzebilir.
He could not walk any further.
- O, daha ileriye yürüyemedi.
- ileri
- beyond
- ileri
- onwards
- ileri
- forth
A man I didn't know was walking back and forth in front of my house.
- Tanımadığım bir adam evimin önünde ileri geri yürüyordu.
He shook his head back and forth.
- Başını ileri geri salladı.
- ileri
- the future, the time yet to come; the time which lies just ahead: İlerimiz kış. Winter is just around the corner. İleriyi hiç düşünmedin mi? Haven't you ever thought about the future?
- ileri
- higher
- ileri
- front part, forward part; future, the future part, the part to come; forward; advanced; (saat) fast; forward, forth, ahead
- ileri
- (Askeriye) advance, forward, situated near the front: ileri komuta yeri advance command post
- ileri
- the front, the area or part which lies to the front: Trenin ilerisini göremiyoruz. We can't see the front section of the train
- ileri
- the next part (of a road, a course, a job): İlerimizde deniz vardı. In front of us lay the sea. Yolun ilerisi çok virajlı. The next part of the road is full of curves. Bu işin ilerisi pek kolay olmaz. The next part of this job won't be very easy
- ileri
- ahead of, before, (something) which precedes: Tacimah bizden ileri sınıflardan birindeydi. Tacimah was in one of the classes ahead of us
- ileri
- forward, forwards, to the front; out in front; onward, onwards
- ileri
- fast (clock, watch, etc.): Saatim iki dakika ileri. My watch is two minutes fast
- ileri
- onward
- ileri
- forrader
- ileri
- advanced , forward
- ileri
- forwards
Forwards! Without stopping without fearing!
- İleri! Durmadan, korkmadan!
Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
- Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
- ileri
- along
- ileri
- sophisticated
- ileri
- advanced (age, years): Hoşkadem oldukça ileri bir yaşta aşka düştü. Hoşkadem fell in love at a rather advanced age
- ileri
- (saat) fast
- ileri
- Forward!/Onward!
- ileri
- progressive
Tom is very progressive, isn't he?
- Tom çok ilerici, değil mi?
Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
- Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
- ileri
- wayout
- ileri
- up
- ilerici hareket
- (Politika, Siyaset) progressive movement
- ilerici kimse
- progressist
- ilerici kimse
- progressionist
- ilerici parti
- progressive party
- İlerici Demokratlar Grubu
- (Hukuk) group of European Progressive Democrats