Stop torturing yourself.
- Kendine işkence etmeyi bırak.
There's no point in torturing him, he isn't going to confess.
- Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.
She tortured a prisoner.
- O bir tutukluya işkence etti.
Who did Maurice Papon torture?
- Maurice Papon kime işkence etti?
There's no point in torturing him, he isn't going to confess.
- Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.
Stop torturing me. What did she say? She said yes.
- Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi? O evet dedi.
Layla wanted to torture Sami.
- Leyla, Sami'ye işkence etmek istedi.