i̇şkence etme

listen to the pronunciation of i̇şkence etme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение i̇şkence etme в Турецкий язык Английский Язык словарь

işkence etmek
{f} crucify
işkence etmek
{f} rack
işkence etmek
agonize
işkence etme
torturing

Stop torturing yourself. - Kendine işkence etmeyi bırak.

There's no point in torturing him, he isn't going to confess. - Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.

işkence et
{f} torture

She tortured a prisoner. - O bir tutukluya işkence etti.

Who did Maurice Papon torture? - Maurice Papon kime işkence etti?

işkence et
{f} tormented
işkence et
excruciate
işkence et
agonize
işkence et
{f} excruciating
işkence et
{f} torturing

There's no point in torturing him, he isn't going to confess. - Ona işkence etmek anlamsız, o itiraf etmeyecek.

Stop torturing me. What did she say? She said yes. - Bana işkence etmeyi bırak. O ne dedi? O evet dedi.

işkence et
{f} agonizing
işkence etmek
torture

Layla wanted to torture Sami. - Leyla, Sami'ye işkence etmek istedi.

işkence etmek
put to the torture
İşkence etmek
make torture
dağlayarak işkence etme
ordeal by fire
işkence etmek
grill
işkence etmek
martyr
işkence etmek
torment
işkence etmek
persecute
işkence etmek
excruciate
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) AHZ
i̇şkence etme
Избранное