Here's some news for you.
- İşte sizin için biraz haber.
Here is a letter for you.
- İşte senin için bir mektup.
There's something fishy going on.
- Bu işte bir bit yeniği var.
There is a silver lining to every dark cloud!
- Her işte bir hayır vardır!
He drinks coffee before work.
- O, işten önce kahve içer.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Shouldn't you be at work already?
- Zaten işte olman gerekmiyor mu?
His mother was already home from work and had supper prepared.
- Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
I don't see how Tom can stay up all night and then be so wide awake at work.
- Tom'un bütün gece nasıl ayakta kalabildiğini ve sonra işte nasıl uyanık kaldığını anlamıyorum.
See you at work tomorrow.
- Yarın işte görüşürüz.
I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
- Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
Do you spend more time at home or at work?
- Evde mi yoksa işte mi daha fazla zaman harcarsın?
Here is a letter for you.
- İşte senin için bir mektup.
Here is a list of things you should avoid eating.
- İşte yemekten kaçınman gereken şeylerin bir listesi.