I'm going back inside.
- Tekrar içeriye giriyorum.
Wondering if that restaurant had plov, I went inside.
- Bu lokantada pilav olup olmadığını merak ederek içeriye girdim.
Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car.
- Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.
You need to look inward.
- İçeriye bakman gerek.
Tom got in through the bathroom window.
- Tom banyo penceresinden içeriye girdi.
Tom walked back in through the door.
- Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü.
We've got to find another way to get in.
- İçeriye girmek için başka bir yol bulmak zorundayız.
Please make an appointment to come in and discuss this further.
- İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
Within days, Japan captured the American island of Guam.
- Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
- Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.