Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.
- A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers.
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
- If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Bu acıya dayanamıyorum.
- I cannot bear this pain.
Karnında herhangi bir acı hissediyor musun?
- Do you feel any pain in your stomach?
Bugün boynum ağrıyor.
- Today I have neck pain.
Midemde ara sıra olan ağrılar var.
- I have occasional pains in the stomach.
Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
- Cézanne knew how to paint nature in a new way.
Emeksiz kazanç olmaz.
- No gains without pains.