Ne yazık ki Mary mizah duygusuna sahip değil.
- It's a pity that Mary has no sense of humor.
Onun bir mizah anlayışı vardır.
- He has a sense of humor.
O espri ile öyle söyledi.
- He said so with humor.
Öğretmenimizin harika bir espri anlayışı var.
- Our teacher has a wonderful sense of humor.
Onu eğlendirsek iyi olur.
- We'd better humor him.
Onları eğlendirsek iyi olur.
- We'd better humor them.
Tom'u neşelendirsek iyi olur.
- We'd better humor Tom.
Son birkaç gündür Jane sessiz ve keyifsizdir.
- For the past few days Jane has been quiet and out of humor.
Öldüğü güne kadar espri anlayışını sürdürdü.
- He kept his sense of humor until the day he died.
Ne yazık ki onun espri anlayışı yok.
- It is a pity that he has no sense of humor.
He treated the sensitive subject with enough humor that no one was offended.
I know you don't believe my story, but humor me for a minute and imagine it to be true.
For some days a fistula lacrymalis had come into my left eye, which discharged an humour, when pressed, that portended danger.