Yaz, en sıcak mevsimdir.
- Summer is the hottest season.
Şimdi yılın en sıcak mevsimi.
- It's the hottest season of the year now.
Bugün hava çok sıcak.
- It is very hot today.
Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Bir acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovma.
- Never rub your eyes after cutting a hot pepper.
Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.
- I want to eat something that's not hot and spicy.
Tom muhtemelen kızgın olacak.
- Tom is likely to be hot.
Keşke sınıfımda bazı ateşli kızlar olsa.
- I wish there were some hot girls in my class.
Biraz ateşli değil misin?
- Aren't you a little hot?
O, gördüğüm en seksi adam.
- He's the hottest guy I have ever seen.
Çok seksi olduğunu düşünüyorsun.
- You think you're so hot.
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
- The fresh strawberries went like hot cakes.
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
- Our guide misinformed us about the location of the hotel.
Dışarısı o kadar sıcak ki bütün günü klimalı evimde geçirmek istiyorum.
- It's so hot outside that I want to spend all day in my air conditioned house.
Otel kasasına bir şeyler koymak istiyorum.
- I'd like to put some things in the hotel safe.
Otel yeni bir baş resepsiyonist arıyor.
- The hotel is looking for a new head receptionist.
Biz Yeni Osaka otelinde duracağız ve Bay Takakura'yı alacağız.
- We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.
Ara sıra sıcak ve baharatlı yemek yemeyi seviyorum.
- Every now and then I like to have hot and spicy food.
Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.
- I want to eat something that's not hot and spicy.
His new pickup is hot!.
a hot wire.
hot merchandise.
Some of these publications show signs of hasty production, indicating that they were written while the news was hot.
The ball lands on the fairway, just a couple of yards in front of the green. Nice shot Sarah! You're hot today! Jenny says.
... the hottest guy in school is at our house right now ...