Sen sadece biraz yurtsamışsın.
- You're just a little homesick.
Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.
- This song makes me homesick.
Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.
- Thirst is more serious than homesickness.
O, vatan hasretinden çığlık attı.
- She cried out of homesickness.